Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, cumhurbaşkanı seçiminde şaibe olacağı iddialarına ilişkin, “İşte AGİT raporunu bahane ediyorlar. Başka şeyleri bahane ediyorlar ve seçime şaibe düşürmek için şimdiden çatı aday konuşmaya başladı. Onları destekleyenler konuşmaya başladı. Ben açıkça ifade etmek isterim ki Türkiye’de seçimler güvenlik içinde yapılıyor ” dedi. 
Bozdağ, Yerköy ilçemizde esnaf ziyaretinde, gazetemiz muhabirine cumhurbaşkanı seçimini değerlendirdi.
Vatandaşın kararını çoktan verdiğini, herkesin kime oy vereceğini gayet iyi bildiğini belirten Bozdağ, milletin Tayyip Erdoğan’ı Türkiye’nin seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olarak görmek istediğini ifade etti.
Diğer illerde yaptığı seçim çalışmalarında da çok olumlu bir hava gördüğünü dile getiren Bozdağ, şu ifadelerde bulundu:
“Herkes sabırsızlıkla sandığın gelmesini bekliyor. Başka illerde de seçim münasebeti ile yaptığım çalışmalar oldu. O illerde de aynı manzarayı gördüm ve bizim gördüğümüz fotoğrafta CHP’den, MHP’den Büyük Birlik Partisi’nden, HDP’den, diğer partilerden Saadet’ten pek çok vatandaşımız oylarını Tayyip Beyin cumhurbaşkanlığı yönünde kullanacağını söylüyorlar, açık açık ifade ediyorlar. O yüzden Ankara’da hesap yapanlar seçimde büyük bir sürprizle karşılaşabilirler. Çünkü genel merkezler, partilerine gönül vermiş insanları  dinlemedi. Onlar bunu görüyorlar ve çatıdaki kişiyi de beğenmediklerini ifade ediyorlar. Türkiye’nin cumhurbaşkanlığına yakıştıramadıklarını söylüyorlar.”
10 Ağustos’ta cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’de belki bütün anketçileri şaşırtacak bir başarıyı ortaya koyacağını anlatan Bozdağ, şu anda halkın nazarında cumhurbaşkanı seçiminin bittiğini dile getirdi.
Şimdiden çatı adayı ve onu destekleyenlerin seçimi kaybettiklerini, onun için de ”seçimde şaibe var” türküsünü dillendirmeye başladıklarını anlatan Bozdağ, “İşte AGİT raporunu bahane ediyorlar. Başka şeyleri bahane ediyorlar ve seçime şaibe düşürmek için şimdiden çatı aday konuşmaya başladı. Onları destekleyenler konuşmaya başladı. Ben açıkça ifade etmek isterim ki Türkiye’de seçimler güvenlik içinde yapılıyor” diye konuştu.
Bugüne kadar çok seçim tartışması yapıldığını ancak seçimlerin üzerine şaibe gölgesi düşürmeyi kimsenin başaramadığını dile getiren Bozdağ, şunları kaydetti:
“Çünkü bizim sistemimizde seçimi esasında partiler yapıyor. Yüksek Seçim Kurulu ise seçimin sevk ve idaresini Anayasa ve yasaya göre yapıyor. Seçim ihtilaflarını kesin olarak karara bağlıyor. Örneğin sandığa giden vatandaşın oy pusulasını eline veren bir partinin temsilcisi, imzayı attıran bir başka partinin temsilcisi, sandığa zarfın girmesini takip eden bir başka partinin temsilcisi, sonra sayımı, dökümü yapanlar bütün partilerin temsilcisi, pusulayı gösteren bir temsilci, onu okuyanlar öyle, kaydedenler öyle, sonra tutanağı partilere dağıtanlar öyle, ilçe seçim kurulunda birleştirme tutanağı yapanlar öyle. Yüksek Seçim Kurulu’nda öyle. Bizim sistemimizde oy verme işleminin başından sonuna kadar bütün aşamalar siyasi partilerin üye olduğu daha doğrusu partilerin temsilcilerinin üye olduğu kurullar tarafından yapılmakta ve onlar tarafından imza altına alınmaktadır.”
Seçimlerde partilerin müşahitlerinin oyları takip ettiğini belirten Bozdağ, “Dolayısıyla Türkiye’deki seçim hem milletin denetimine açık hem partililer tarafından açık bir şekilde denetleniyor. Hem de müşahitler tarafından, hem de isteyen herkes tarafından denetlenebilir. Şeffaf, dürüst, Anayasa ve yasaya uygun seçimler yapılıyor” şeklinde konuştu.
Çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun YSK’nın 18 milyon fazladan oy pusulası bastırdığını ifade ettiğini anımsatan Bozdağ, şöyle konuştu:
“Şu kadar oy pusulası basılıyor, kanunlardan haberi yok, baktığınız zaman bizim kanunumuz buna cevaz veriyor. Neden? Bir ihtiyaç nedeniyle. Bunlar nerde duruyor. YSK’nın kontrolünde. Yani bir sıkıntı olduğu zaman diyelim oy pusulaları yandı, başka bir şey oldu, ne yapacak? Hemen takviye yapacak oraya. Kanun diyor ki şu kadar basılır, kanunda yazılıyor, yapılıyor ve her seçim bu böyle oluyor, sadece bugün değil. Bu kanunu biz çıkarmadık. Buradan öyle bir seçimde şaibe türküsü yayıyorlar ki bu yenilgilerine şimdiden kılıf aramaya başladıklarını gösteriyor. Seçimde kimse hile yapamaz, yapması da mümkün değil, hiçbir parti, hiç bir vatandaşın seçimde hile yapılmasını izin vermez. Çünkü her şey onların gözetimi ve denetimi altında yapılıyor.”
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) temsilcilerine de seslenen Bozdağ, “Yani ben daha dünyada bir seçimle ilgili gözlemci olarak gelenlerin veya seçime dair değerlendirme yapanların seçim yapılmadan rapor yayınlandığına ilk defa şahit oluyorum” dedi.
Bozdağ, seçim yapılmadan yayımlanan raporda Türkiye’yi suçlayıcı, YSK’yı suçlayıcı ifadelerin kullanıldığını ifade ederek, şöyle devam etti:
“Bu rapor bir ön yargının raporudur. Bugüne kadar AGİT adına gelenler Türkiye’nin seçimlerine dair çok raporlar verdiler. Geçmişte de bir sürü raporlar var. Yani onca seçimle ilgili olumlu rapor veren AGİT şimdi birdenbire bu seçimle ilgili daha seçim yapılmadan olumsuz raporlar düzenliyor. Biz seçimlerimizi şeffaf yapıyoruz, dürüst yapıyoruz, partilerin gözetimi ve denetimiyle yapılıyor. YSK bu noktada sadece moderatör görevi var. Türkiye’nin seçimleri sadece Türkiye’ye değil bütün dünyaya örnek seçimlerdir. Bunu baktıkları zaman AGİT temsilcileri dahil herkes görecektir. ‘Seçimde şaibe var’ türküsünü çağıranlar boş yere milletin zihnini bulandırmaya çalışmasınlar. Millet oy veriyor, sonucu millet belirliyor. Milletten alamadıklarını, ‘seçimde hile oldu da şu oldu da bu oldu da kaybettik’ diye şimdiden bahane uydurmasınlar.”
Şimdiden bu tür iddiaların dile getiriliyor olmasını seçimin kaybedildiği  düşüncesine bağlayan Bozdağ, seçim günü akşamı da bu tür iddiaların daha da köpürtüleceğinin görüleceğini kaydetti.
“Ben buradan hodri meydan diyorum, bir tane böyle şey varsa onu ortaya çıkarsınlar” diyen Bozdağ, şunları söyledi:
“Milletin zihnini bulandırmasınlar Türkiye’de seçimler dürüst yapılıyor. Bu seçimlere bir takım şaibeler var gölgesi düşürmeye hiçr kimsenin hakkı yoktur. Bu Türkiye’ye zarar verir, kendilerine de bir fayda sağlamaz, seçimi kaybediyorsa, o zaman neden kaybettiğine dair oturup özeleştiri yapması lazım. Ama bunlar onu yapmıyorlar. Seçim kaybedince ya vatandaşı suçluyorlar, vatandaşa hakaret ediyorlar ya da Yüksek Seçim Kurulu’nu suçluyorlar oraya hakaret ediyorlar. Onun için ben herkesi dürüst, samimi, objektif davranmaya davet ediyorum seçimde şaibe türküsünü her seçim öncesi dillendirmekten vaz geçsinler. 30 Martta da aynı türkü vardı. Dikkat ederseniz, 12 Haziran’da da vardı her seçimde bunlar aynı türküyü söylüyorlar, yeter artık. Yani türkülerini değiştirsinler.”