YouTube

  • DOLAR
    %0,34
  • EURO
    %0,20
  • ALTIN
    %0,94
  • BIST
    %1,77
ÖZEL RÖPORTEJ

ÖZEL RÖPORTEJ

Yerköy Anadolu Öğretmen Lisesi öğrencileri bu kez komşu ilimiz KIRŞEHİR’e çıkarma yaptılar. 09 Mart Cumartesi günü Edebiyat Öğretmeni Oktay AKRAZ nezaretinde yapılan gezinin amacını hocamıza sorduk: 
15032013ozel– “Oktay hocam öncelikle ilçemiz adına gençlerle sürekli bu gibi sosyal ve kültürel gezi ve de etkinlikler yapmanızdan çok memnun olduğumuzu bilmenizi isterim. Hatta geçen sene yaptığınız Huzur evi ve Çocuk yuvası ziyaretleriyle, Çanakkale-Balıkesir ve Bursa gezileriyle de örnek olduğunuz için ayrıca teşekkür etmek isterim. Bu seferki gezinizdeki amaç neydi hocam?
– Ferhat Bey, sizinle bizim ayrı bir muhasebemiz var biliyorsunuz. O ayrı bir durum. Ama ben de önce size teşekkür etmek istiyorum. Gece gündüz demeden Yerköy ve çevresindeki her türlü kaza, yangın, eğitim, spor, sosyal, siyasi, kültürel haber ve etkinliklere yetişmeye çalıştığınız için.
Bu seferki gezimizin amacı; Milli Eğitim Bakanlığının okullara genelge ile bizzat tavsiye ettiği TAŞ MEKTEP adlı sinema filmini setretmekti. Fakat bu sefer, benim de on beş yıl kadar yaşadığım komşumuz ŞİRİN KIRŞEHİR’e giderek hem filmimizi izleriz hem de öğrencilerime o güzelleriyle meşhur komşumuz Şirin Kırşehir’imizi tanıtırız diye düşündük. İyi de etmişiz gerçekten. Önce sinemaya, sonra Ahi Evran Türbesine, oradan Cacabey Medresesine, oradan yer altı çarşısına, Kale Höyüğüne, Terme Kaplıcasına ve en son Neşet ERTAŞ’ın kabrine ve büyüdüğü evine ziyarette bulunduk.
– Peki öğrenciler bu kadar yeri gerçek manada tanıyıp gezebildiler mi hocam, sanırım bir gün içerisinde gidip döndünüz.
– Kırşehir’i bilen bilir Ferhatçım, bu saydığımız yerlerin hemen hepsi bir arada denilebilecek kadar birbirine yakın yerler. Hepsi de merkezde sayılır, o yüzden saat 11 seansındaki TAŞ MEKTEP filmini salya sümük izledikten sonra; hemen hepsi hakkında bilgi sahibi oldular. Hatta çok çok beğenip daha önce neden gelmemişiz ki, tekrar gelelim hocam dediler bana. Özellikle Cacabey Medresesi’nde görevli imam Ali abi ve benim anlattıklarımı duyunca şaşırdılar. 1272 yılında Selçuklular tarafından yapılan ve Osmanlıdan daha eski olan bu medresenin ilk Gökbilim Medresemiz olduğunu, oradaki dersliklerde hangi derslerin öğretildiğini, dersliklerin girişinin boyunun neden kısa olduğunu, Medresenin dış köşelerindeki roket görünümlü yapıları, içeriden uzayı gözetlemek için yapılan çukuru ve açık tavanı görünce dilleri tutuldu adeta.
– O medresenin kenarlarında roket şekilleri mi varmış hocam, ben de ilk defa duyuyorum ve şaşırıyorum şu anda kusura bakmayın. Çok ilginç valla
– Evet Ferhat Bey, atalarımız taa o zaman uzayı ve yıldızları gözetlemek için böyle bir mekan yapmışlar. Şaşırtıcı ve düşündürücü değil mi.
– Neyse oradan çıktık Osmanlı esnaf teşkilatı AHİLİK’in kurucusu AHİ Evran’ın türbesini ziyaret ettik. Ahilik Felsefesi hakkında öğrendikleri arasında onları en çok etkileyen “Komşum bu gün siftah yapmadı, aynı mal onda da var, gidin ondan alın hemşerim.” cümlesi oldu.
– Bir de Ahi Dede kavramı ve onun esnaflar arasında malını beğenmediği kişinin o kötü malını (pabuç örnektir) dama, çatıya atarak orada beklettirmesi de onları çok etkiledi.
– Oradan çıktık 13. Yüzyılda Kırşehir’de doğup yaşayan ve döneminin en önemli Türkçe savunucusu olan AŞIK PAŞA’nın kabrini ziyaret ettik. Garipname adlı eseriyle tasavvuf ve İslamı Orta Anadolu insanına TÜRKÇE olarak anlattığını duyduklarında da hemen bir Fatiha okudular.
– Oradan tekrar merkezde yer altı çarşısında serbest zamanlı bir gezinin ardından güzel bir yerde karnımızı doyurduk.
– Son olarak da geçen yıl kaybettiğimiz, türkülerimizin ve bozlaklarımızın babası Neşet ERTAŞ Ustanın kabrini ziyaret ettik. Ona okuduğumuz dualardan sonra, onun çocukluğunu yaşadığı Bağbaşı Mahallesi’ndeki koruma altına alınan evini gezdik. Bildiğimiz iki oda ve bir sofa dediğimiz aradan oluşan eski köy evini görünce, çok şaşıran öğrencilerim “Hocam Neşet Baba burada mı büyümüş, yazık ya, annesi de küçük yaşta ölmüş zaten.” diyerek eseflendiler. Onlara Neşet Ertaş’ın ne kadar sevilen ve sayılan birisi olmasına rağmen bir o kadar da alçakgönüllü olduğunu, garibanlara yaptığı gizli yardımları ve neden GARİP mahlasını kullandığını anlatınca daha da bir sevdiler üstadı. Kırşehir Belediyesi’nin ve halkının ona ne kadar sahip çıktığını ve sevdiklerini de gördüler şehirdeki anıtları ve onun adına yapılan yatırımları duyunca.
– Orada da anımız olsun diye birkaç fotoğraf çekindikten sonra yolcu yolunda gerek, emaneti yerine teslim gerek diyerek akşam üzere düştük yola.
– Valla hocam ne yalan söyleyim ben bile imrendim şimdi, keşke öğrenciniz olsaydım diye.
– Teşekkür ederim, Allah razı olsun kardeşim. Gençlerimize bu memleketin güzel yönlerinin daha fazla olduğunu, damarlarındaki asil kanın güç ve kudretini kavratabilirsek kötülere zaten yer kalmaz Ferhatçım. Bu hususta da herkes elini bu büyük taşın altına sokabilse keşke.
– Evet sayın hocam keşke herkes böyle düşünse, hatta düşünmeyip uygulasa ne güzel olur valla. Bize de zaman ayırarak bu bilgi ve görüşlerinizi bizlerle paylaştığınız için tekrar teşekkür eder; yeni etkinliklerde görüşmeyi dilerim, yalnız bir dahaki sefere bana da haber verirseniz beraber gezeriz hocam.
Evet bu röportaj yazısı mı desek kültürel haber yazısı mı desek bilmiyorum, ama bildiğim bir şey var, bu memlekette bu etkinliklere çooookk ihtiyaç var. Sevgiyle ve bilgiyle kalın değerli okurlarımız.

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?

Ucuz Davetiye - Davetiye Modelleri
reklam
NÖBETCİ ECZANE
Toknoloji