Yerköy Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Selim Atik, Ülke gündemine dair son dönemdeki olayları ve gelişmeleri değerlendirerek çeşitli açıklamasında bulundu.
Son dönemde Ülke de yaşanan ve sonuçları itibari ile de büyük bir kutuplaşma ve ayrışmalara neden olan olayları ve gelişmeleri dikkatle takip etmekte olduklarını ifade eden Atik, “Ülkemizin içerisine çekilmek istenen kirli bir senaryonun eşiğinde olduğunu görmekteyiz. Emperyalist güçlerin güdümünde ilerleyen bu gelişmeler bizleri son derece endişelendirmekte ve düşündürmektedir.
Açılım, Çözüm, Demokratik özgürlük gibi isimler altında Emperyalist devletlerin güdümünde ilerleyen aslı itibari ile de çözümden daha çok çözülmelere neden olan bu süreç Türk toplumunun birliğini beraberliğini ve kardeşliğini zedelemekte çözüm adı altında bölücü terör örgütü ve yandaşlarına verilen tavizler,  bizleri yani Türk Milletini  son derece rahatsız etmektedir.
Elbetteki 30 yıldır kanayan bu yaranın yani,  terör belasının sonlandırılması Ülkemizin ve Milletimizin geleceği için çok büyük bir öneme sahiptir. Ancak hükümet tarafından atılan adımlar toplumun genelin de kabul görecek adımlar olmaktan ziyade, 30 yılda 30 bin den fazla Asker, Polis, Öğretmen, Doktor ve sivil vatandaşlarımızı katleden,  imralı daki cani ve bölücü terör örgütünün talep ve istekleri doğrultusunda ilerlediğini görmekteyiz.  Son olarak geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’da yapılan sözde kürt konferansında bölücü terör örgütünün, ihanette sınır tanımayan söz de siyasi  kanadında yer alan 2 milletvekilinin açıklamış olduğu bildirge de, bir kez daha imralı canisinin ve diğer tutuklu teröristlerin özgürlüklerinin istenmesi, kendi statülerini kendilerinin belirlenmesi gibi taleplerini sıralamışlardır.  Daha önceki taleplerinin bir bir gerçekleştiğini de hesaba kattığımızda maalesef bu sözde çözüm projesinin bir yıkım ve bölünme projesi olduğunu ortaya koymaktadır.
Her fırsatta yapılan girişimlerin ülkemize fayda yerine zarar getireceğini bütünleşmek yerine ayrışmalara ve kardeş kavgasına sebebiyet verileceğini, 3-5 çapulcudan ibaret olan bu terörist oluşumun sonlandırılmasının değil daha da güçlü bir hale getirileceğini ve ülkemiz için daha büyük bir tehlike ve tehdit unsuru olacağını, atılan adımların yanlış olduğunu,  başta hareketimizin lideri olan sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli,  değerli Milletvekillerimiz ve bütün camiamız söylememize rağmen maalesef yetkililer bu uyarıları dikkate almamakta, oturmuş oldukları makamlara yakışmayacak bir üslup  ve boyutu itibari ile de hakaret ve iftiralarla dolu sözler söylenmektedirler. Bizlere isnat edilen bu suçlamalar asılsız, üslubu ile de saygısızcadır.
Birçok yayın organı ile her fırsatta Ülkücü Harekete ve mensuplarına saldıran hükümet aslında içlerinde yaşadıkları suçluluk hissini bastırmak, içerisinde bulundukları ihaneti gizlemek partilerine oy vermiş olan Aziz Milletimize karşı da yapmış oldukları bu tarihi hatalarının üzerini kapatmaya çalışmaktadırlar.
Son olarak geçtiğimiz günlerde düzenlenen bir miting te, kendilerini Ülkücü olarak adlandıran kendini bilmez bir grup, ecdat yadigarı 3 Hilalli bayraklarla, özünde bir yıkım ve bölünme projesinin mimarı olan sayın başbakanı desteklediklerini belirtmişlerdir.
Buradan sözde kendilerini Ülkücüler olarak adlandıran bu gruba Yerköy Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı olarak şunları sormak istiyoruz.
Eğer sizler gerçekten Ülkücü iseniz kişisel çıkar ve menfaatleriniz için değilde, Türk Milliyetçiliği ve Türk İslam Ülküsü davasını yaşamak ve yaşatmak istiyorsanız, gerçekten 3 kuruşluk dünya menfaati için değil de Türk Yurdunun ve Türk Milletinin geleceğini düşünüyorsanız altta sıraladığımız suallerimize mertçe ve bir Ülkücüye yakışır şekilde cevap veriniz.
Dik dur eğilme, diyerek yanında durduğunuz zihniyetin, hayatlarının baharın da Vatanımız ve Milletimiz için toprağın kara bağrına düşen Aziz Şehitlerimize kelle dediğini,  30 bin insanımızın katili hain Apo’ya sayın diyerek hitap ettiğini unuttunuz mu ? Unutmadıysanız nasıl oluyor da dik dur eğilme diyerek yanında olabiliyorsunuz.
Türk Kimliğini ve Türklüğü kabullenemeyen ve anayasadan çıkartmak isteyen bir zihniyetle aynı çatı altında nasıl bulunabiliyorsunuz.
Irak’ta 1,5 milyon Müslümanı katleden amerikalı coniler için “Irak’ta savaşan ABD’li kahraman bay ve bayan askerlere, en az zayiatla ülkelerine mümkün olan en kısa zamanda dönmeleri arzusuyla dua ediyoruz.”  Diyen bir başbakanın nasıl destekçisi olabiliyorsunuz.
İsrail ve ABD menşeyli olan ve1958’de hazırlanmaya başlanan,  Ülkemizinde içerisinde yer aldığı 21 Ülkenin sınırlarını değiştirecek olan Müslüman kanı akıtan, kardeşi kardeşe vurduran,  Bin yıldır yaşattığımız kardeşliğimizi yok etmek için planlanan  Büyük Ortadoğu Projesine eş başkan olarak görevlendirilen ve bu görevden “ŞEREF DUYUYORUM” diyerek  bahsedebilen bir başbakanın yanın da nasıl oluyorda bulunabiliyorsunuz.
Oslo’ da gerçekleşen akp pkk görüşmeleri sonrasında bunu ortaya çıkaran, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’ye ispat edemezseniz şerefsizsiniz diyerek Ülkücü Harekete yine hakaret eden  daha sonra da bu görüşmelerin belgeleri ortaya konulunca bu görüşmeleri kabul ederek yapmış olduğu hakaretin altın da kalan birisinin nasıl oluyor da destekçisi olabiliyorsunuz.
Ülkücüyüz diyorsunuz hem de, Milliyetçiliğimizi ayaklar altına aldığını söyleyebilen bir kişinin nasıl oluyor da yanında olabiliyorsunuz.
Diyarbakır’ da yapılan nevruz kutlamalarında bir tane bile Türk Bayrağı yokken paçavradan ibaret olan bez parçaları ve terörist başı apo nun posterleri ile donatarak Nevruz kutlamalarını,  bir pkk şovuna dönüştürenlere sesini çıkaramayan bir insana nasıl oluyorda dik dur eğilme seninle diyebiliyorsunuz.
Madem ki Ülkücüsünüz Türk Milliyetçiliğine gönül veriyorsunuz.  Ama her fırsatta Ülkücü Harekete ve mensuplarına hakaretler eden birisine nasıl oluyor da, dik dur eğilme diyebiliyorsunuz.  Bunu nasıl kabul edebiliyor, vicdanınız nasıl oluyor da kaldırabiliyor.
Her şeyi bir tarafa bırakın Başbuğumuzun ve Ülkü Şehitlerimizin aziz hatıraları sizlerin vicdanlarını rahatsız etmiyor mu? Türkiye Cumhuriyetinin ve Türk Milletinin kurumları olan Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı gibi kurumların, kurum tabelalarından T.C. ibarelerini kaldıran bu zihniyete nasıl oluyorda destek verebiliyorsunuz.
Şimdi soruyoruz, kendilerini Ülkücüyüz diyerek adlandıran kişiler, yukarı da tamamen yaşanmış gerçekleri yazdığımız maddeleri kabullenerek hala bu zihniyete destek olmaya devam edecekseniz, siz Ülkücü değil tam bir Yalakasınız 3 kuruşluk dünya menfaatine tamah edip kutlu bir davanın adını lekelemeye, kirletmeye, alçaltmaya ne gücünüz ne çapınız yetmez bunu yapmaya ne hakkınız ne de haddiniz olamaz, bu konu da sessiz kalmamızı bekleyemezsiniz,
Ülkücüler Türk Milliyetçiliği davasına gönül veren Ülkü Neferleridir. Vatanı ve Milleti için toprakları üzerinde oynanan her türlü kirli oyunu bozmaya yemin etmiş bu uğurda bedel ödemiş kutlu bir davanın bekçileridir. Kendini bilmez 3–5 sokak serserisi gibi 3 kuruşluk dünya menfaati için yalakalık yapacak kişiler değildir. “dedi.