Geçtiğimiz hafta 2 Aralık Cuma Günü saat 15 dolaylarında Bedri Aydın Caddesinden geçiyordum ki yeşil renkli ve üstünde Rize Çay yazan bir TIR hiçbir sebep yok iken geri geri gelmeye başladı ve arkasından gelen araçların selektör ve korna çalmalarına rağmen hemen arkasında bulunan bir Ford Focus’ un ön tamponuna çarptı.
Ben de ortalama her Türk gibi kaldırımda durup olup biteni izlemeye başladım.
TIR şoförü bir hışımla indi arkasındaki küçük arabaları aynasından göremediğini söyledi.
Vay be!…
Hem suçlu hem güçlü dedikleri böyle bir şey oluyormuş, dedim…
Sağdan soldan da haklı olduğu yönünde destek almaya başlayınca, sesi daha da yükselmeye başladı.
Oysa güpegündüz üstelik şehrin en işlek caddelerinden birisinde olduğunu, arkaya doğru giderken kamera ile arkasını görmesi gerektiği gibi hususları aniden unuttu.
Hatta ve hatta kendisine kalsa nerede ise özel otomobili kullanan şoför hatalı idi.
Yüzsüzlüğün bu kadarı olmaz dedim ve tam plakasını alacaktım ki TIR’ına bindi ve en hızlı bir şekilde yürüyüp gidince ihbarım eksik kaldı…
Resmen kara mizah…!?
Yahu bırakın güpegündüz TIR ile şehre girip hızla geri ve ileri gitmeyi bir de özel araca çarpıp, “Ne yapayım aynada görünseydin?” deme cesaretini bu devasa araçlar nereden buluyorlar?
Pek tabii ki kanunsuzluklar şehri sandıkları Yerköy’ ün sahipsizliğinden…
Olacak iş mi, o şoför efendi başka hangi şehre girip böyle bağırıp çağırabilir?
Bu cüreti nereden buluyor?
O halde şehrin girişine asılmış olan şu şu saatlerde büyük araçlar giremez tabelasına muhalefet edilmesi bu kadar kolay mı?
Bu durumda konu hiç şüphesiz terzilerin, muhasebecilerin, manavların değil, Sayın İlçe Emniyet Müdürü ve çok değerli trafik şube amirliğinin olmuyor mu?
Bu tür densizlere birlerinin çıkıp artık “DUR!” demesi gerekmiyor mu?
Söz konusu durum hiç şüphesiz sadece İlçe Emniyet Müdürümüzün değil Sayın Kaymakamımızın, Belediye Başkanımızın da sorunudur, diye düşünüyorum…
Konu unutulur diye ümit edilip, halının altına saklanmaya, gündem değiştirilmeye çalışılmasın, Allah bana ömür verdikçe bu işin peşini bırakmaya niyetli değilim.
Şehrin ortasında güpegündüz fink atan, mal ve can güvenliğimizi riske atan TIR’ ları, kamyonları ve bunlar için gerekli önlemleri almayan yöneticilerimiz hakkında yazmaya, çizmeye, söylemeye, söyletmeye, haykırmaya, gerekirse bağırmaya devam edeceğim.
Engellendikleri gün de teşekkür de etmeyi de bir borç biliyorum…
Yerköy’ ün ayazı ve soğuğu devam ederken tam tersine siyaset kazanı da o derecede ısınmaya, kaynamaya, fokurdamaya başladı.
AK Parti İlçe Başkanı Sayın Hacı Salih TURAN’ dan boşalan koltuğa Sayın Ahmet YAVUZ oturdu.
Sayın TURAN elinden geldiği kadar Yerköy’ e ve Yerköylü’ ye faydalı olmaya çalıştı, Allah Razı olsun kendisinden, bakalım kendisi ile Yönetimde görev almış olan Sayın YAVUZ neler yapacak, neler katacak Yerköy’ e ve Yerköylü’ ye…
Hep beraber yaşayacak ve göreceğiz İnşallah.
MHP’ de de yavaş yavaş kulislerde Sayın Aslan BOZKURT’ un sık sık yorulduğundan ve yönetimi bırakmak istemesinin dillenmesinden sonra Sayın Mesut ÖZDEMİR’ in ve ekibinin ısınma turlarının başladığını duyumlarını almaya başladık.
Ne diyelim onlara da hayırlısı uğurlusu olsun, İnşallah…