Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bu Memlekette Dikili Bir Ağacın Olsun !!!

Ülkemizde ve dünyamızda artan

Ülkemizde ve dünyamızda artan insan nüfusu, bizleri yeni yerleşim yerleri kurmaya zorunlu kılıyor. Kalabalıklaşan kentler, ormanların azalmasına ve doğal yaşam alanlarının ortadan kalkmasına neden oluyor. Doğal ortamlar yok edildiği için de doğadaki canlıların yaşaması zorlaşıyor. Zamanla da bunlar yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor ve doğa ile insanın toprakla gelen barışı sağlanamıyor. Sonra da doğa insanoğlunda intikamını deprem, erozyon, sel vb felaketlerle alıyor…
Bu felaketlere mani olmak ve doğayla barışı sağlamak için erozyon, çölleşme ve tarım dışı arazi kullanımını önlemek; toprak, su ve doğal kaynakların korunmasını gerçekleştirmek amacıyla araştırmalar yapmak gerekir. Bunun yanı sıra insanlar çok mecbur kalmadıkça ağaç kesmemelidirler. Ya da kâğıt yapımı için bir orman arazisini yok ettiklerinde, bir taraftan da yok ettikleri ağaçlar yerine yeni ağaç dikmelidirler.
 
Bakın bu hususta Peygamber Efendimiz (sav) bir Hadis-i Şerifinde ne diyor: “Kim ki kıyametin koptuğunu görse bile elinde bir fidan varsa, onu diksin.”  Hem bu fani dünya da hem diğer baki dünyada rehberimiz olan peygamberimiz böyle diyorsa, biz hala neden duruyoruz? Cennet gibi ülkemizin eşsiz renkleri olan doğal güzelliklerinin yararlarını bile bile onları neden kesip yok ediyoruz, neden onlara zarar veriyoruz ki? Ormanlar ve denizler bir millete ait portrelerdir. Bir ülkenin ormanlarına ve denizlerine bakarak, o ülkedeki insanların ileri görüşlülüğünü anlayabilirsiz. Çünkü gelecek neslin düzenli, sağlıklı, mutlu ve huzurlu yaşaması ancak ağaçlara ve ormanlara verilen öneme bağlıdır. Ülkemiz birçok coğrafi güzellikler barındırmakta. Bu güzelliklerin başında ormanlar yer alır. Son büyük Türk ATATÜR’ün de ağaçlara ve doğaya ne kadar önem verdiğini şu anısından biliyoruz: Halkın günümüzde “Yürüyen Köşk” olarak isimlendirdiği Yalova’daki köşk; deniz kenarında Atatürk’ün yazlık köşkü olarak inşa edilmiştir. Atatürk, 1936 yılında gittiği yazlık köşkün bahçesinde ağacın dalını kesmeye çalışan bir bahçıvanla karşılaşır, hemen durdurur ve kesimin nedenini öğrenmek ister. Bahçıvan, ağacın gelişip uzayarak köşkün duvarlarına dayandığını ve dallarının pencereden içeriye girmeye başladığını söyler. Ağacın dalının kesilmesine razı olmayan Atatürk, ağacın dalının kesilmemesini binanın uzaklaştırılmasını “Ağaç kesilmeyecek, köşk kaydırılacak.”diyerek emreder.
Verilen emir üzerine, 1936 tarihinde, önce bina çevresindeki toprak, büyük bir dikkatle kazılıp yapının temel seviyesine inilir. İstanbul’dan getirilen tramvay rayları döşenir. Bina yapı altına sokulan raylar üzerine oturtturulur. Bir yaz günü Atatürk ile birlikte, kardeşi Makbule Hanım ve Yunus Nadi ile görevlilerin hazır bulunduğu 10 Ağustos 1936 günü bina yaklaşık beş metre kaydırılarak çınardan uzaklaştırılır ve çınarın dalı kesilmekten kurtarılır.
 
Devletimizin kurucusu ve milletimizin kurtarıcısı Atatürk’ün, bir ağacın dalının kesilmesine bile gönlü razı olmazken, koparılan bir çiçek için bile üzülürken; bizim duyarsız kalmamız söz konusu bile olmamalıdır.
 
Bizlere düşen de hayatımızın renklerinin solmaması için elimizden geleni yapmak ve bu bilinci çocuklarımıza-gençlerimize aşılamaktır. Bunu nasıl yaparız derseniz, geçen yıllarda ve haftalarda Kaymakamlığımızın, Belediyemizin, Okullarımızın, Şehit Aileleri Derneğimizin ve Sendika Üyelerimizin yaptığı gibi her sene belirli yerlere yüzlerce binlerce fidan dikerek orayı zamanla ormana çevirebiliriz. Bununla ilgili yeni projeler üretebiliriz. Kullanılmış kâğıtları yeniden kullanıma kazandırma bilinci uyandırabiliriz gençlerimizde. Çünkü ormanlar bizim temiz hava kaynaklarımızdır.
 
Aslına bakarsanız insan olarak doğal yaşam alanlarımızın korunması hepimiz için önemlidir ve hepimizin sorumluluğudur. Çünkü doğal alanları korumazsak bir de kendi ellerimizle yok edersek; neler olacağını hiçbirimiz düşünmek dahi istemeyiz. Siz, bir ton kâğıdın kesilmekten kurtulmuş sekiz ağaç demek olduğunu biliyor muydunuz? Eline baltayı alarak pervasızca ağaç kesen insanlara sesleniyorum buradan, kestiğiniz her bir ağaç geleceğini yok ettiğiniz her bir çocuğunuzdur unutmayın. Bu gaflete düşmeyerek, siz de her sene fidan dikin de, çocuklarınız için sizin de BU MEMLEKETTE DİKİLİ BİR AĞACINIZ OLSUN… Selam ve saygı ile…