Türkiye her zaman ki gibi güne şok şok, flaş flaş haberleriyle uyanıyor.
Mit müşteşarının Oslo da PKK yöneticileriyle yaptığı görüşmelerin ortaya çıkması ve Mit elemanlarının KCK terör örgütünün şehir yapılanmasının içinde yer alıp provakatif eylemlere müdahil olması iddasıyla başlatılan soruşturma kapsamında MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile eski MİT Müsteşarı Emre Taner, eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ve MİT Müsteşar Yardımcıları Yaşar Yıldırım ile Hüseyin Kuzuoğlu’nu istanbul özel yetkili cumhuriyet savcısı sadrettin sarıkaya şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırması deyim yerindeyse siyasette yargıda emniyette kıymet koptu. Ankarada deprem etkisi yaratan bu olay Çankaya, ya kadar intikal etti.
Devletin zirvesini bile rahatsız eden bu olay sıcağına sıcağına Ankara da kapalı kapılar arkasında konuşulmaya başladı. Ankaradan yapılan siyasi hamleler yargıyla stranç oynar gibiydi.
Mit müşteşarı Hakan Fidanın Çankaya köşküne çıkıp Cumhurbaşkanı Abdullah Güle olayla ilgili bilgi vermesinin ardında Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın Genel Kurmay Başkanıyla görüşüp ardından Çankaya da Cumhurbaşkanıyla görüşmesi Ankara trafiğini hızlandırmışa benziyor.
Yapılan görüşmeler hamleleri beraberinde getirdi. Ve son son olarak Adalet Bakanı Sadullah Erginin Çankaya da Cumhurbaşkanıyla görüşmesi Mit Müşteşarı Hakan Fdanına sahip çıkılması yönünde oldu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün Mit Müşteşarının ifadeye çağırılması ilgili olarak söylediği söz Kurumların kanunlarla kendilerine verilen görevleri yerine getirirken ve bu görevleri yerine getirmelerinden dolayı suçlanırken çok dikkatli olunması gerektiğini söyledi. Bütün bunların yaşanmasının Türkiye için talihsizlik ve üzücü olduğunu ifade etmesi Mit Müştarına sahip çıkıldığı yönünde olmasıdır. Ayrıca Hükümet kanadında yapılan açıklamalar ise; Mit Müşteşarı Hakan Fdana sahip çıkılması yönündeydi.
Hükümet le devletin zivresi yargı arasında bunlar olurken muhalefetten itiraz sesleri yükselmeye başladı. Muhalefetin tepkisi Hükümetin Mit Müsteşarına sahip çıkılmasını eleştirdi. Muhalefetin eleştri noktası Hakan Fidan Başbakanı temsilen Oslo görüşmelerine katılmasıydı. Ankarada bu sıcak atmosfer yaşanırken yapılan açıklamalar Hakan Fidanın ifadeye gitmeyeceği önündeydi. Bunu öğrenen mahkeme yakalama emri çıkartırarak; yargı, hükümet ve Mit strançı bir çıkmaza doğru ilerlemiş durumda. MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da şüpheli olarak ifadesinin alınması için Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı’na talimat yazan Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya dün soruşturmadan alındı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Fikret Seçen tarafından soruşturmadan alınan Sarıkaya’nın niçin alındığına ilişkin herhangi bir açıklama yapmaması ise düşündürücü…
Sarıkaya’yı KCK soruşturmasından alan Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekili Seçen, sarıkayanın yerine özel yetkili Cumhuriyet savcıları İsmail Işık ile Adem Özcan’ı görevlendirdi. Işık ve Özcan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da arasında bulunduğu 5 MİT’çinin şüpheli olduğu KCK soruşturmasını Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Bilal Bayraktar ile yürütecek.
Gelişen bu olaylar kurumlar arasında çatışmanın ne kadar derin yapıda olduğunu gösterdi. Yargıya yapılan müdahale emniyete yapılan müdahale burada kendini çok açık şekilde gösteriyor. Soruşturmayı yürüten bir savcınn delilleri toplanmasına ifade vermesi gereken kişilerin siyasal elit tarfından korunması kimse ama kimse kusura bakmasın ülkemizde yargı siyasallaşmıştır.
Yargıya müdahale eden yasama ve yürütme organı ne kadar sağlıklı olur takdiri yüce türk milletine bırakıyorum ben artık türkiye de yargının sağlık çalışacağına inanmıyorum
12 Eylül 2010’da yapılan referandumda, yargının bağımsızlığının sağlanması için “Yetmez ama evet” diyenler; sözüm size:
Bu hukuk cinayetlerinin tek sorumlusu sizsiniz!
Ve bir çift söz de bu ülkenin tüm hukukçularına:
Hâlâ üç maymunu oynamaya devam edecek misiniz?
