ABD’de yaşanan uzun süreli hükümet kapanmasının ardından, en kritik ekonomik göstergelerden biri olan Tüketici Fiyat Endeksi’nin ekim ayı verisi kayda giremedi. bls çalışanlarının veri toplama faaliyetlerinin durmasıyla hem CPI hem de istihdam gibi temel serilerde geri döndürülmesi mümkün olmayan boşluklar oluştu. Bu durum, piyasaların resmi enflasyon verisi olmadan yolunu bulmak zorunda kaldığı nadir dönemlerden biri olarak görülüyor.
Resmi CPI yayımlanamayınca, enflasyona endeksli finansal ürünlerde hangi oranların kullanılacağı tartışma konusu oldu. Kurallara göre, CPI’ye bağlı tahvil ve swap sözleşmelerinin işlemesi için bir “yedek hesaplama” yöntemi devreye alınıyor. Ancak bu yöntemler bugüne kadar tam bir veri karartması yaşanmadığı için pratikte sınanmış değildi.
Piyasalarda iki farklı yaklaşım öne çıkıyor. ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı endekslemelerde, enflasyonun son 12 ay ortalamasına yakın seyrettiği varsayımı kullanılıyor. Türev piyasalarında ise bazı sözleşmeler son açıklanan CPI seviyesini “dondurarak” ilerliyor. Bu iki yöntemin farklı sonuçlar üretmesi, özellikle TIPS (enflasyona endeksli ABD tahvilleri) ile enflasyon swapları arasındaki makası açarak fiyatlama dengelerini bozuyor.
Analistler, veri boşluğunun kısa vadede volatiliteyi artırabileceğini, orta vadede ise bls ve federal istatistik sistemine duyulan güveni tartışmaya açacağını belirtiyor. CPI’nin kasım verisiyle birlikte ilerleyen haftalarda yayımlanması planlansa da ekim ayına ait kayıp veri “kalıcı bir kara delik” olarak ekonomik kayıtlarda yerini alacak. Bu da hem politika yapıcılar hem de piyasalar için belirsizlik anlamına geliyor.
KAYNAK : Haber Merkezi