Anadolu Sağlık Sen Genel Başkanı Necip Taşkın, sağlık teşkilatlarında çalışanların idari ve özlük hakları bakımından hakkaniyet ve adalet beklediklerini belirtti.
Özellikle 663 sayılı KHK ile kadrolu idarecilerin yerine sözleşmeli idarecilerin atandığını ifade eden Taşkın, bu durumun personelin mağduriyetine neden olduğunu ve iş verimini olumsuz etkilediğini vurguladı. Ayrıca sözleşmeli idarecilerin kendilerini geliştirme ve yetiştirme becerisinden mahrum olduklarına dikkat çekerek, sendika kurma hakkının baskı altında olduğunu belirtti.
Taşkın, sözleşmeli idareci sorununun çözülmesi gerektiğine dikkat çekerken, kreş sorununa da değindi.
663 sayılı KHK ile kadrolu idarecilerin yerine sözleşmeli idarecilerin atandığını belirten Taşkın, iki yılda bir sözleşme imzalayan idarecilerin görevlerini yapamadıklarını, yeniden sözleşme imzalayabilmek için ne şiş yansın, ne kebap düşüncesinden hareketle personelin mağduriyetine neden olduklarını, bunun da personelin moral ve motivasyonunu bozarak iş verimine olumsuz etkilerinin olduğuna dikkat çekti.
Necip Taşkın, sözleşmeli idarecilerin kendilerini geliştirme ve yetiştirme becerisinden mahrum olduklarını; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 8’nci maddesinde yer alan “Davranış ve İşbirliği”, 10’ncu maddesinde yer alan “Amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde davranır. Amirlik yetkisini kanun ve diğer mevzuatta belirtilen esaslar içinde kullanır.”, 11’nci maddesinde yer alan “Devlet memurlarının görev ve sorumlulukları”, 22’nci madde de yer alan “Sendika kurma” hakkının baskı ile sindirildiğini, sağlık çalışanlarının yasa ve yönetmeliklerde belirtilen haklarının baskılandığını, sağlık çalışanlarının üyesi oldukları sendikalara göre değerlendirilerek idari ve özlük hakları bakımından haksızlığa uğratılarak psikolojik açıdan zarara uğratıldığına dikkat çekerek şunları söyledi:
Sözleşmeli idareci sorunu çözülmelidir
“Sözleşmeli idarecilerin yetkili sendika üyeleri olmaları nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Bunu defalarca açıkladık ama ne Sağlık Bakanlığı, ne de yetkili sendikanın Genel Merkez Yönetimi bunu görmek istemiyorlar! Görevini kanun ve yönetmeliklere uygun olarak yapan idarecileri tenzih ediyorum ama genel olarak yetkili sendika ve onun küçük ortağı diye tanımladığımız sendika temsilcileri tarafından diğer sendikaların üyeleri baskıya maruz kalıyor, haysiyet kırıcı muamele ile karşılaşıyorlar. Üyelerimize bu konularda yapılan tüm baskıları Valiliklere, İl Sağlık Müdürlüklerine şikâyet ettik ve gerekli hallerde de yargıya başvurarak üyelerimizin hakkını aradık. Fakat sadece hak aramakla sorun çözülmüyor. Aynı sorunlar halen devam ediyor ve idari boşluğa neden oluyor. Bu da çalışanlar açısından hizmetin sunumunda kaliteyi düşürdüğü gibi sağlık hizmetini satın alan vatandaşlar açısından da çeşitli sorunların doğmasına neden oluyor. Sağlık Bakanlığının bu sorunu çözmesini bekliyoruz.
Kreş sorunu ciddi problem
Sağlık teşkilatlarında görev yapan ve yönetmeliklerde “yardımcı sağlık personeli” olarak belirtilen çalışanlar nöbet usulü çalışmaktadır. Güvenilir bakıcı bulamadıkları için çocuklarını başkalarına bırakamıyor; bu durumda da eşler nöbetleşe bebeklerine, çocuklarına bakıyor… Halbuki kreş, anne ve babanın çocuklarını güven içinde bırakabileceği, gerektiğinde takip edebileceği, hatta ziyarette bulunabileceği, sağlıklı, hijyenik ve güvenilir yerler olması nedeniyle tercih edilir. Tam gün çalışan, nöbete kalan ve zaman zaman izinleri kaldırılan sağlık çalışanları çocuklarının güvenliğinden endişe duymaktadırlar. Kreş, sağlık çalışanlarının en temel ihtiyaç ve taleplerinden biridir. Bu nedenle hastanelerin kendilerine ait olan ücretsiz ve her gün 24 saat hizmet verebilen kreşler açılması gerekmektedir. Bu sorunun çözülebilmesi için hastane müştemilatı olarak hizmet verebilecek kreşlerin inşa edilmesi, mümkün olmaması halinde hastanelere yakın yerlerin kiralanarak kreşler açılması gerekir.
%2 Sendika barajı demokrasimiz açısından utanç vericidir
Sendikalaşma Anayasal bir haktır. Sendikalaşmanın teşvik edilmesi gerekirken son zamanlarda sendikaların sesinin kısılmaya çalışıldığını görüyoruz. Sendikaların önüne getirilen %2 barajı kamu çalışanlarının haklarının korunmasına ve geliştirilmesine yönelik mücadelenin adeta kesilmesine yönelik gayri yasal girişimdir.
Memurların özgür iradelerine müdahale edilerek demokratik hakları ellerinden alınmaya çalışılmaktadır. Anayasal haklarının ve özgür iradelerinin hukuksuz yasalarla ve işbirlikçi sendikaların desteğiyle engellenmesini kabul etmiyoruz. Ülkemizde sendikalaşma oranı ciddi oranda zarar görürken, memurların sendikal haklardan yararlanmaları engellenmeye çalışılıyor. Siyasi iktidara yakın olan sendikalar adeta ödüllendiriliyor.
Sarı sendikaların kuruluş yıllarını hatırlayalım. O yıllarda kanunun 25. Maddesinde %5 barajı vardı. Barajı geçemediği için örgütlenemeyen ve adeta merdivenaltı sendika olarak kalan sendikalar iktidara yakınlaşmaya başladıktan sonra, 24 Haziran 2004 tarihinde TBMM’de kabul edilen 5189 sayılı torba Kanun ile 4688 sayılı Kanunun 25 inci maddesindeki baraj kaldırıldı ve işte o andan sonra hiçbir kurumda yetki alamayan, esamesi bile okunmayan yandaş sendikalar bir bir yetki almaya başladılar. Yandaşlık büyük bir ödüllendirme ile bugünlere geldi; atamalar, sınavlarda mülakatlar, görevlendirmeler, baskılar ve yetkili sendikanın önlenemeyen yükselişi başladı. O dönem ağlayıp sızlayan, %5 barajı sendikalaşmanın önünde engel gören yandaş sendikalar bugün aynı aymazlığın peşindeler. Bugüne kadar bayram ikramiyesi, nöbetler, giyim kuşam yardımı, 3600 ek göstergenin tüm memurları kapsaması, tek kalem maaş vs. tüm haklarımızı almak için taleplerde bulunduk. Bugüne kadar sarı sendikalar memurların ikramiye hakkını gündeme getirmediler. Ancak bugüne kadar ikramiyeyi ağzına almayan sarı sendikalara “toplu sözleşme ikramiyesi”, rakipleri ortadan kaldırmak, yeni oluşumlara izin vermemek için “can simidi” oldu. 2004 yılında %5 sendika barajını kaldıran bu iktidardı. 18 yıl sonra ne değişti de %2 barajı getiriyorsunuz? Genel yetkili etkisiz sendikaları kurtarmak için yaptığınız operasyonun farkındayız. Biliniz ki mağdur edilen sendika üyeleri bunu unutmayacaktır. %2 sendika barajı demokrasimiz açısından utanç vericidir.
“0.32 katsayısında adalet ve hakkaniyet yoktur”
Sağlık personelinin taban ödeme katsayısı Ocak ayından geçerli olmak üzere 0,32 katsayı ile ödenmeye başlandı. Ocak 2023 ayı itibariyle yeni maaş katsayısına göre 0,32 katsayısı üzerinden hesaplanan taban teşvik katsayısı maalesef hemşire, ebe, sağlık memuru, sağlık teknisyen ve teknikerleri vb. 39 branşta görev yapan sağlık çalışanlarını üzdü! Çünkü hak ettikleri bu değil. Bu yönetmeliği hazırlayanlar sahanın gerçekliğinden kopmuş… Sağlık çalışanları hastanın sağlığına kavuşabilmesi için alın teri döküyor. Bu uğurda idari, mali ve hukuki sorumluluk alabiliyorsa o zaman 0.32 katsayısında adalet ve hakkaniyet yoktur. Doktor haricindeki sağlık personelinin taban katsayısı en az 2 olmalıdır. Bu hususu ilgililerin dikkatine sunuyor ve düzeltilmesi talebinde bulunuyoruz.”