Şehit Gazi Aileleri ve Tüm Kamu Çalışanları Sendikası İl başkanı ve Eğitim Kolu Genel Başkanı Yaşar Demir, Televizyon sunucusu Ayşenur Arslan’ın Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı’na (TMT) yönelik ifadelerini kınadıklarını söyledi.
Başkan Yaşar Demir, Gazeteci Ayşenur Arslan, 9 Şubat 2022 tarihinde Halk TV’de yayınlanan, “Ayşenur Arslan ile Medya Mahallesi” isimli kendi programında Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) ile ilgili olarak oldukça çirkin ve iftiraya varan mesnetsiz yakıştırmalarda bulunduğunu belirtti.
Başkan Yaşar Demir, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Arslan, kısa adı TMT olan Kıbrıs’ın savunma teşkilatını suikastçı ve yasadışı olarak tanımlamıştır. Bu nitelendirmeler, tarihi gerçeklikten uzaktır, mesnetsiz bir suçlama ve soyut bir iftiradır. Ayşenur Arslan, “Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı adada ve yakın hinterlandında suikastlarla bilinen, bir illegal diyelim, yarı resmi bir oluşumdu.” sözü ile Kıbrıs’ın ve Kıbrıs Türkleri’nin savunması uğruna canını feda eden aziz şehitlerimizin hatırasına yapılan büyük bir saygısızlıktır. Bu ifadeler, şehit yakınlarımız ile gazilerimizi son derece rahatsız etmiştir. Bu nedenle, Şehit, Gazi Aileleri ve Tüm Kamu Çalışanları Sendikası olarak kamuoyunu bilgilendirme zorunluluğumuz ortaya çıkmıştır. Türk Mukavemet Teşkilatı, Kıbrıs Türkleri’ni, maruz kaldıkları Rum saldırılarından korumak amacıyla 1956 yılından itibaren Volkan, Kara Çete ve Kıbrıs Türk Mukavemet Birliği gibi doğal oluşumlarla kurulan küçük savunma birliklerinin Nisan 1958 tarihinde birleşmesiyle oluşmuştur. TMT’nin oluşumu, dönemin Dış İşleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun onayı, Dr. Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş’ın katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Haziran 1958’den itibaren Türkiye’den gönderilen subaylar tarafından yönetilmiş ve Özel Harp Dairesi’ne bağlanmıştır. Kuruluşundan kapatılmasına kadar olan dönemde Türkiye’den giden toplam 10 subayımız tarafından yönetilmiştir. TMT bünyesinde, Kıbrıslı gençlerin eğitim almaları sağlanarak Kıbrıs halkının kendi kendini savunabilme yeteneği artırılmıştır. Bilindiği gibi kısa adı EOKA olan Silahlı Rum Örgütü, adanın Yunanistan’a bağlanması ideolojisi olan ENOSİS’İ gerçekleştirmek amacıyla, 1955 yılından itibaren, silahsız ve sivil Türk köylerine sayısız saldırılar düzenlemiştir. Bu saldırılarda Türk halkına karşı yapılan katliamlar, insanlık tarihine, Rumların büyük günahı ve utanç veren bir yüz karası olarak geçmiştir. Kanlı Noel diye hafızalara kazınan kanlı saldırılar, unutulacak gibi değildir. EOKA, 20 Aralık 1963 tarihinde, Kıbrıs Türkleri ’ne karşı organize edilmiş bir şekilde ve kapsamlı olarak Türk Köyleri ’ne karşı saldırılara başlamıştır. Bu saldırılarda toplam 363 Kıbrıslı Türk, hayatını kaybetmiştir. Başlangıçta 30 Türk Köyü’ne, toplamda ise 103 Türk Köyü’ne saldırılar düzenlenmiştir. Bu saldırılar sonucunda, Türk köylüler, canlarını kurtarmak amacıyla Kıbrıs’tan göç etmek zorunda kalmışlardır. Ayvasıl bölgesinde Türklere yapılan saldırılardan sonran yapılan kazılarda, içerisinde 14 günlük bebeğin ve 70 yaşında ihtiyarların bulunduğu 21 kişinin cesedine ulaşılmıştır. Cesetlerin bazılarının canlı canlı çukura atıldığı belirlenmiştir. Silahsız ve savunmasız sivil halka karşı yapılan bu saldırılar, kelimenin tam anlamıyla, soysuz bir soykırımdır, acımasız bir katliamdır. Türk Mukavemet Teşkilatı, Kıbrıs Türkleri’nin savunması ve maruz kaldıkları acımasız saldırılara karşı koyması için Kuvayi Milliye ruhuyla kurulan bir savunma teşkilatıdır. Kıbrıs’ın bağımsızlık mücadelesinde pek çok şehit vermiştir, geriye pek çok gazimiz kalmıştır. Bütün diplomatik girişimlerin sonuçsuz kalmasından sonra 1974 yılında yapılan Kıbrıs Barış Harekâtı içinde de TMT yerli bir güç olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne önemli katkılar sağlamıştır. Harekâtımızdan iki yıl sonra 1976 yılında kapatılmıştır. Bu bağlamda Türk Mukavemet Teşkilatı, suikastçı ve illegal değildir. er ne sebeple olursa olsun, Kıbrıs Türkleri’nin savunma ve bağımsızlığı için doğal süreçlerle oluşan ve daha sonra Türkiye’nin desteğini alan Türk Mukavemet Teşkilatı’na yapılan saygısızlığı kesin bir dille kınıyoruz. Tamamen gerçek dışı, bu mesnetsiz ve asılsız iftiraları, tüm şehit ve gazilerimizin aziz hatıralarına gafletten öte kasten yapılmış bir saldırı olarak değerlendiriyoruz.” dedi.
