Türk Ocakları Yozgat Şubesi tarafından yürütülen “Yozgat Türk Ocağı Ocakbaşı Sohbetleri” programının Erbazlar Konağı’nda düzenlenen oturumunun konuğu Yozgat Bozok Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Böyükata oldu.
Türk Ocakları Yozgat Şube Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Gökalp Çınarer’in selamlama konuşmasıyla başlayan etkinlikte, Prof. Dr. Mustafa Böyükata “Yükseköğrenimin Küreselleşmesi ve Bilim Diplomasisi Üzerine Düşünceler” konulu bir konuşma yaptı.
Konuşmasının başında yükseköğrenim, üniversiteleşme, küreselleşme, uluslararasılaşma, uluslararası öğrenci, diplomasi, bilim diplomasisi, işbirliği yapmak ve birlikte iş yapmak gibi kavram ve ibareler üzerinden katılımcıların tanımlamalar yaparak sohbete dahil olmasını sağlayan Prof. Dr. Mustafa Böyükata, etkileşimli ve hararetli tartışmalar açtı ve dinleyicileri konu üzerinde hem eleştirel bir yaklaşım sergileyecekleri hem de farklı perspektiflerden düşüncelerini paylaşabilecekleri bir atmosfer oluşturdu.
Yükseköğrenimin zorunlu olmadığı ancak mesleki yetkinlikler yanı sıra lisansüstü düzeydeki öğretim programlarıyla bütün alanlarda uzman yetiştiren bir yönü olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Mustafa Böyükata, bütün Dünya’da geçerliliği olan tek diplomanın Doktora diploması olduğunu belirtti. Dolaşım halindeki evrensel bilginin “konakları” olarak üniversitelerin yükseköğretimin somut kurumları olduğunu ve aynı zamanda yeni bilgi üreten birer “ocak” olduğunu ifade etti.
Üniversitelerin günümüzde bilgi üreten, araştırma yapan ve girişimcilik yönleriyle tarım toplumu, modern toplum ve günümüz bilgi toplumu şeklindeki değişimlere uygun özellikler kazandığının vurgulandığı buluşmada, Küreselleşmenin yükseköğrenim üzerindeki etkisinin çok yüksek olduğundan bahsedildi. Küreselleşmenin milletler üzerinde daha çok dışarıdan gelen bir etki olarak ve uluslararasılaşmanın ise içeriden gelen bir hareket biçimi olarak düşünülebileceğini belirten Prof. Dr. Mustafa Böyükata, ülkelerin ve kurumların uluslararasılaşma sürecinde devamlı yeni stratejiler geliştirmek zorunda kaldığını söyledi.
Yozgat Bozok Üniversitesi’nde pek çok ilkleri yaptığı da bilinen Prof. Dr. Mustafa Böyükata, Üniversitenin ilk Erasmus Kurum Koordinatörü ve Uluslararası Ofis Başkanlığı yaptığı dönemlerden örnekler ile Türkiye’de yükseköğrenim alanında uluslararasılaşma konusunda yapılan çalışmaları hakkında bilgiler de paylaştı. Gelinen noktada kaynakların çoğaldığı, erişimin kolaylaştığı, çok dilli bir Dünya ortaya çıktığı, dijitalleşme, uzaktan eğitim, eğitimde ortaklıklar ile uluslararası öğrenci sayısındaki artış ile ilgili pek çok konuya da değindi. Üniversitelerin uluslararası öğrencileri çekmede yeni stratejilere ihtiyacının arttığından bahsedilerek değişim programları, burslar, barınma, beslenme, sosyal ihtiyaçların giderilmesi gibi fırsatların sunulduğu ve eğitimin kalitesi bakımından denklik, geçerlilik, öğretimde uyumlu içerik geliştirme, tanınırlık ve Bologna süreci açılarından nelerin yaşanmakta olduğu da kısa kısa ele alındı.
Ülkeler arasındaki diplomasi yoluyla çözüme kavuşturulamamış olan konuların pek çoğunda farklı yollar aranması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Mustafa Böyükata, bilim diplomasisinin bu bağlamda da önemine değindi. Bilim diplomasisinin yükseköğrenimde daha ağırlıklı bir konu olduğuna dikkat çekerek gelişmiş ülkelerin etkin biçimde kullandığını, bir ülkenin bir başka ülkeye üniversiteler yoluyla daha kolay girebildiğini, yükseköğretim kurumlarının ortak çalışma ortamları ve çok kültürlü ortamları sunabildiğini farklı yönleriyle ortaya koydu.
Evrensel bilimin bir coğrafya ile sınırlı kalmadığı, var olan bilgi birikimi üzerinden bir başka coğrafyada yeniden yükseldiği ve çoğaldığı ama her seferinde yine önceden var olan bilgi birikimiyle ilişkili biçimde ilerlediğinin altı çizilen konuşmada akademik kurumlar düzeyinde uluslar arası işbirlikleri ve değişim programlarının, gelişim ve yenilenme, entelektüel bilgi üretme, nitelikli ve rekabet gücü yüksek ürünler çıkartma bakımlarından günümüzde daha da etkin olduğu vurgulandı.
Konuşmasında Prof. Dr. Mustafa Böyükata, uluslararasılaşma sürecinde bazı zorluklarla da karşılaşıldığını belirtti. Dil, kültür ve finansal zorluklar yanında idari zorluklara da değindi ve “Uluslararasılaşma konusunda yönetici inanmışlığı ve samimiyeti halen çok etkilidir. İşin felsefesine sahip olunmalıdır. Üniversitelerde mevcut kadroların değişime hazırlıksızlığı ve ortaya koyduğu direnç halen çok önemli zorluklardandır” dedi.
Bu zorlukların üstesinden gelinebilmesi için devlet ve hükümet politikaları bakımından, üniversite yöneticileri bakımından, yerel ve mülki idareler bakımından, toplum ve halkın bakışı, iç ve dış paydaşlar ile kurumlardaki kadroların durumları bakımında yapılması gereken pek çok iş olduğu da hatırlatıldı.
Geleceğe yönelik olarak neler yapılabileceği konusunda önerilerde de bulunan Prof. Dr. Mustafa Böyükata, “Yükseköğrenimin gelecekteki uluslararasılaşma süreçlerinde nasıl bir rol üstlenebileceği şimdiden öngörülmeli ve yol haritaları çıkartılmalıdır. Proaktif düşünceli olmak gerekir. Mevcut potansiyeller göz önüne alınmalıdır. Türk Dünyası, İslam Dünyası, komşu ülkeler ve bütün Dünya ülkeleri için ayrı ayrı izlenmeye değer yol haritaları çıkartılmalıdır. Küresel düzeyde işbirliğinin nasıl artırılabileceği özgün fikirlere bağlıdır. Var olan uygulamalar geliştirilmeli ve yeni stratejiler de hayata geçirilmelidir. Uygulanabilir stratejiler ve politika önerilerine her zaman ihtiyaç vardır. Küreselleşme karşısında sağlıklı bir uluslararasılaşma için bütün kurumlar dinamik tutulmalı, üniversiteler öncü rol üstlenmelidir. Bilim diplomasisi üniversiteler için bir “dert” haline gelmelidir. Bütün ülkelerin bütün üniversitelerini bilme ve tanıma yönünde temaslar ve diyaloglar geliştirilmelidir. İslam dünyasındaki üniversitelerle iletişim güçlenmeli, kademeli biçimde işbirliği artırılmalı ve birlikte iş yapma yolları aranmalıdır. Komşu ülkelerle daha spesifik konular üzerinde çalışma zemini oluşturulmalıdır. Türk Dünyası’ndaki üniversitelerle birlikte iş yapma safhasına hızlı biçimde geçilmelidir. Türkiye’de üniversiteler sadece fon kullanan durumunda olmamalıdır. Daha öteye geçmelidir. Kaynak tüketen kurumlar değil kaynak üreten kurumlar olmalıdır. Bunun için farklı düzeylerde adım atabilme imkânı da vardır. Her üniversite en az bir farklı ülkeyi öncelikli çalışma alanı olarak seçmeli ve o ülke başta olmak üzere yurtdışından en az bir üniversite ile güçlü bağ kurmanın yollarını sağlamalıdır” dedi.
İlgiyle izlenen ve olumlu bir “hararetlenme” ile ilerleyen söyleşi, katılanların zihninde yeni düşünceleri tetikleyecek biçimde tamamlandı ve herkes için memnuniyet hissi oluştuğu gözlendi.
Program sonunda Türk Ocakları Yozgat Şube Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Gökalp Çınarer, paylaştığı değerli bilgiler için Prof. Dr. Mustafa Böyükata’ya teşekkür ederek güne özgü sembolik bir hatıra olarak Yozgat Türk Ocağı 100. yıl hatıra kupası hediye etti.