Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, okul kıyafetleri konusunda, velilerin beklentilerini göz önünde bulunduran yeni bir uygulamanın hayata geçirileceğini duyurdu. Yeni uygulama ile birlikte okulların velilere belirli bir mağaza önerme pratiği sona erecek.
Yeni uygulamada her okul kendi kıyafet modelini belirleyecektir; fakat velilere nereden alacakları konusunda herhangi bir yönlendirme yapılmayacak. Bu konuda TGRT Haber’e konuşan Bakan Tekin, “Artık her okul kendi okul kıyafetini belirleyecek. Hiçbir mağazayı belirlemek gibi bir durum söz konusu olmayacaktır. Öğrenci, kendi ilinde ya da başka bir ilden bu kıyafetleri satın alacak” ifadelerini kullandı.
Türkiye Eğitim Modelimiz, 2024-2025 yılı itibariyle her kademeye ait ilk sınıflarda uygulanmaya başladı. Tekin, gelecek yıl itibariyle de 2. sınıflarla devam edeceklerini söyledi.
Bakan, “2013 yılında müsteşarlık görevine başladığımda birçok uluslararası toplantıya katıldım ve Türkiye’nin eğitim sistemi üzerindeki endişeler ve eleştirilerle karşılaştım. Biz bu durumu düzeltmek zorundayız.’ Yani, biz bu durumu gerçekten değiştirdik. Bütün sınır ve resmiyetler devamlı olarak değişiyor. Biz başladığımızda, modern zamanlara uygun ve becerilere odaklanan bir program yapacağız dedik. Bu program dinamik olacak dedik. Her yaz revizyon yapacağız ve gerekli olan her şey güncellenecek. Bundan kaçmak mümkün değil. Bir ‘katılımcı bir mantıkla işi yürüteceğiz’ dedik. Yaptığımız her icraatı öğretmenler odası toplantısıyla, sektörde çalışan kişilerle istişareler ediyoruz. Sonra yaptığımız her şeyi düzenlememiz gerekiyor. Bu bir doğrultuda, iyi bir adımdı. Asıl amaç, başarı oranları. Delillerle işlem yapmayı başarabildiğimiz sürece her şey yoluna girecektir. Bu, Johnny birçok açıdan aynıdır. Fark hissedilmiyor. Ancak, eğer hedeflerimizi gerçekleştirememişsek, bize olan güveni kaybediyoruz. Bizler, öğretmenler olarak kendimize, öğrencilere ve ailelere teslim olduğumuz bir sonuç görmek için her gün okula geldik. Kalıntılar söz konusu olduğunda, öğrencilerimiz yalan söyleyenler ve hırsızlar tarafından yayılan bilgilere tabi olurlar. Bizler hep birlike bunun farkındayız. Yeni dönemde, artık her okul kendi okul kıyafetini tanımlayacaktır. Bu durumda, belirli bir marka veya mağaza önermek söz konusu olmayacaktır. Okullardan çocukların giyecekleri kıyafetlerin sadece bir tasarımını istedik. Öğrenci ister kendi ilinde, ister başka bir ilden bu benzer kıyafetleri alacak. Buna ek olarak, çocuklarımızın her bir evresi için, 4 yıl boyunca kıyafet değişikliği istemiyoruz. Bunu ekonomik açıdan son derece olumsuz etkileyici olarak değerlendirdik. Dedikodular ortadan kalkmaz sabit kalır. Burada da, dil eğitimi meselesiyle ilgili bir inceleme yaptık. Müfredat hedeflerinin çok önemli bir parçası olduğundan, bizler aynı dili konuşmamız gerektiğini düşündük. İlk çalıştırılan bu pilot projeye dayanarak, 300’den fazla okul şu an bu projeyi başarıyla uygulamaktadır. Bu durum, eğitim sisteminin sağlam bir geleceğe sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca, çocuklarımızın dili öğrenip öğrenmediğini doğru bir şekilde ölçüp ölçemediğimizi sorduk. Doğru kaynakları kullandık ve çocuklarımızın dil öğrenme sürecini izlemeye başladık. Bu pilot projeleri başlattık ve dört farklı yetenek üzerinden, okuma, yazma, konuşma ve dinleme üzerinden çocukların dil becerilerini değerlendiriyoruz. Bakan olarak ilk görev yılım olan 2023’te, çocuklarımızın ana dil becerileri konusunda ciddi sıkıntılar yaşadığını gördüm. Öğrencilerimizin ana dil becerilerini geliştirmeye, Türkçeyi merkeze aldık. Yabancı dil öğretiminin özel okullarla sınırlı olmadığı algısını kırdık.”dedi.