Türkiye uzun bir süreden belli; Ergenekon, Balyoz, İrticaiyi Eylem Planı, Darbe günlükleriyle çalkalanıyor.
Ümraniye’de bir evin çatısında bulunan bombaların Türk Silahlı Kuvvetlerine ait olduğu iddiasıyla başlatılan soruşturmada gelinen süreç içerisinde ele geçirilen bombalar, silahlar dokümanlar, belgeler vs…
İddiaya göre Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde bulunan grup bir askerin hükümeti yıpratmak ve devirmek için böyle bir girişimde bulundukları iddia ediliyor.
Yürütülen soruşturma kapsamında birçok Emekli General ve Muazzaf Asker, Eski Bir Genel Kurmay Başkanı da tutuklu bulunuyor yürütülen bu soruşturmanın sadece asker ayağı yok siyasetçilerin, gazetecilerin, yazarların, sivil toplum örgülerinin Yöneticilerinin de yer aldığı iddia ediliyor.
Uzun bir zamandan beri soruşturması ve yargılaması devam eden bu olayların itinayla üzerinde durulması gerekir.
Ortaya atılan tüm iddiaların araştırılıp gerçeklerin bir an önce ortaya çıkarılması gerekir. Çünkü bu yaşanan sürecin içerisinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin onurlu yiğit başarılı komutanları da var.
Bu insanların toplum nazarında saygınlığının kaybolmaması için gerekli olan hassasiyet gösterilmeli. Gelinen bu noktada Türkiye güne Ergenekon soruşturmalarıyla uyandı.
Olayların medyada geniş yer alması olayın ciddiyetini daha da arttırdı. Bu soruşturmanın devam ettiği dönemlerde bazı medya kuruluşlarının olayı, yapılan araştırmalarda ele geçirilen bilgi belgeleri.
Haber olarak sunması da yürütülen soruşturmanın gizliliği ilkesine aykırı davranılmıştır. Soruşturması ve yargılaması devam eden bu davanın aleni şekilde sunulmamalıdır. Ve en acı durum ise gözaltına alınan insanların toplum nazarında bir suçlumuymuş gibi göstermek ne kadar etik bir davranış bunu da medya ya sormak lazım gözaltına alınan bir insanın suçluluğu kesinleşene kadar suçsuzdur.
İnsanları hemen etiketlemek bu olmasa gerek. Masumiyet karinesini de göz önünde bulundurmak gerekir.
Yürütülen bu soruşturma ve yargılama da görüldü ki yargıda da hataların olduğu anlaşıldı. Yargılaması ve soruşturması yapılan bu davanın aktörleri olan hakimler, savcılar bu soruşturmadan alındı. Bu da Yargının sorunlu olduğunu gösterir. Ergenekon, balyoz, irticaiyi eylem planı Türkiye de insanları nerdeyse ikiye böldü.
Artık olaya siyasi bir gözle bakılıyor. Olayı farklı boyutta ele alırsa diğer yandan Türkiye’nin en büyük sorunu Terörle Mücadelede askerin moral bozukluğuna yol açıyor. Bu davanın bir an önce sonuçlanması gerekiyor.
İnternet andıcı davasında Eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısına ifade vererek ardından tutuklama istemiyle Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesine tutuklanması istemiyle sevk edilmesi oradan tutuklanıp Cezaevine gönderilmesi hukukçuları ikiye bölmüş durumda. Kimi hukukçulara göre doğru bir karar.
Kimi hukukçulara göre ise yanlış bir karar Bence de yanlış bir karar çünkü; 12 Eylül referandumunda Genel Kurmay Başkanı dahil Kuvvet Komutanlarını görevleriyle ilgili suçlardan dolayı sadece Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatıyla yargılar.
Kaynak Anayasa mad.148 açıktır.
İnternet Andıcı Soruşturması kapsamında Cumhuriyet tarihinde ilk kez Eski bir Genelkurmay Başkanı olarak sivil bir savcının makamında ifade veren İlker Başbuğ, “Terör örgütü yöneticisi olmak ve darbeye teşebbüs” suçlarını işlediği iddiasıyla sevk edildiği mahkemede tutuklandı. Başbuğ adliye çıkışında “Türkiye Cumhuriyeti’nin 26. Genel Kurmay Başkanı Terör Örgütü kurmak ve yönetmek suçundan tutuklanmıştır. Taktir yüce Türk halkınındır” dedi. Karar sizin.